Şimdi onların yerini kimyasal ürünler almış durumda. Havlularınızın yumuşacık mı olmasını istiyorsunuz? Kolayı var elbette. Satın alacağınız bir yumuşatıcı işinizi görüyor. Beyazların daha beyaz, renklilerin daha parlak görünmesini mi istiyorsunuz? Yeni formüllü bir deterjanı çamaşır makinenizde kullanmanız kâfi. "Sararan bardakları, çatal kaşık takımlarını nasıl parlatabilirim?" diye de üzülmeyin. Onun da çaresi var. Makinenizin özel bölümüne ekleyeceğiniz parlatıcıyla bulaşıklarınız artık daha ışıl ışıl.
Kimyasal ürünler hayatımızın içine o kadar girdi ki. Dolgun saçlar için de onlara muhtacız, ter kokusundan kurtulmak için de. Peki, bu maddelerin sinsice hayatımızı zehir ettiğini, bedenimizi, suyu, toprağı, doğal ortamları, havayı yavaş yavaş kirlettiğini biliyor musunuz? Ya kanserojen etkiye sahip olduklarını? Cilt hastalıklarına, ağız, mide, boğaz iltihabına sebep olduklarını, sinir sistemini tahrip ettiklerini?
HANIMLARDAN 'TEMİZLİK MADDELERİNDEN UZAK DURUN!' ÇAĞRISI
Biz henüz farkında olmasak da Amerika ve Avrupa ülkelerinde kimyasalların insan hayatını olumsuz etkilediği yüzlerce araştırmayla ispatlanmış durumda. Devlet de sivil toplum da bu konuda çok hassas. Temizlik maddelerindeki kimyasalların zararları tüketicilere sık sık anlatılıyor. Okullarda öğrencilere özel eğitimler veriliyor. Hanımlar da boş durmuyor. Bir yandan evlerinde doğal temizlik maddeleri üretiyor, diğer yandan hazırladıkları web sitelerinden ve bloglardan hemcinslerine 'kimyasal maddeler içeren temizlik malzemelerinden uzak durun!' çağrısı yapıyorlar. Şüphesiz bu tür mesajlar arttıkça ağır kimyasalların kullanıldığı temizlik maddelerinin yerini insana ve çevreye zarar vermeyen alternatifler alıyor. Hatta ürünlerin ambalajı dâhil yüzde 90'ından fazlasının doğaya karışabilir ve geri dönüşebilir olmasına dikkat ediliyor.
İnsanları bu tür arayışlara sevk eden en önemli sebep temizlik maddelerinde kullanılan kimyasalların verdiği zararlar tabii ki. Lavaboların temiz olması için kullanılan maddeler de çamaşırları kirlerden arındıran deterjanlar da insan sağlığını tehdit ediyor çünkü. Mesela, bulaşık makineleri için üretilen tabletler birer teknoloji harikası. Ama bu ürünler katmanlı bir yapıya sahip. Suda belli bir zaman diliminde çözülüyor. En son çözülen kısım ise bulaşıkların ışıl ışıl olmasını sağlayan 'parlatıcı' özelliğine sahip kimyasallar. İçinde kanserojen madde bulunan bu parlatıcıların zararlarını azaltmak için ya 'durulama' programlarını en az iki kez çalıştırmak gerekiyor ya da makineden çıkan bulaşıkları tekrar sirkeli su ile elde yıkamak. Günlük koşuşturmaca içinde kaç hanım böylesi bir zahmete girebilir ki?
AMERİKA'DAKİ BİR ÇOK HANIM DETERJANLARDAN UZAK DURUYOR
Diyelim ki bulaşıklar makinede değil de elde yıkandı. Makinede yıkanan elbiseleri ikinci kez elde yıkamak mümkün mü? Veya elbiseleri hangi temizlik ürünüyle yıkamak lazım? Piyasada satılan deterjanların çoğunda yüksek düzeyde fosfat ve klor var. Yanlışlıkla yutulursa çok önemli sağlık sorunlarına yol açıyor bu maddeler. Ayrıca klor, kanalizasyon sistemine karıştığında organiklerle birleşerek 'son derece tehlikeli bir kimyasal' diye tanımlanan 'trihalometan' maddesini üretiyor. Bulaşıklar için kullanılan deterjanların ana maddeleri de petrol kaynaklı. Bu sebeple bakterilerce ayrıştırılıp doğaya tekrar kazandırılamadığı gibi zararlı katkı maddeleri, sentetik esanslar, kokular ve renklendiriciler de içeriyor.
Cahide Akyaldız (32), Amerika'da yaşayan bir ev hanımı. Çevresindeki birçok hanımın kimyasallardan uzak durduğunu söylüyor. Doğal deterjanlara ilginin giderek arttığını belirterek, "Buradaki hanımların takıntıları yok. Onlar için bulaşıkların doğal yolla yıkanması temizliğinden bile daha önemli." diyor. Cahide Hanım evde doğal temizlik ürünleri yapılabilecek maddelerin de marketlerde paketler hâlinde satıldığını anlatıyor.
Aslında aynı maddeleri Türkiye'de de tedarik etmek mümkün. Böylece evlerde zararlı deterjanların yerine kullanılabilecek zararsız temizlik maddelerini basit yöntemlerle yapabilirsiniz. Bunun için çamaşır sodası, karbonat, uçucu bitkisel yağlar, sirke ve boraks gibi maddelerden bir miktar satın almak yeterli.
Suda kolayca eriyen, görünüşüyle naftalini andıran boraks aslında doğal kaynaklı bir bor bileşiği... Genelde sabun ve deterjanların temizleme gücünü artırmak için kullanılıyor. Kokuları alma, küf ve bakterilerin üremesini durdurma, leke çıkarma gibi özellikleri bulunuyor. Türkiye'de kilosu 2-3 TL arasında satılıyor. Çamaşır sodası ise yağ ve lekeleri çıkarıyor, sert suyu yumuşatıyor. Karbonat da (sodyum bikarbonat) gıdadan temizlik ürünlerine kadar geniş bir alanda çok amaçlı kullanılıyor. Kötü kokuları alıyor, alüminyum, altın, gümüş, paslanmaz çelik gibi metalleri parlatıyor, leke çıkarıyor, sert suyu yumuşatıyor. Birikmiş mineral ve yağları çözüp camları parlatan sirke de mikropları öldürüyor.
DOĞAL BULAŞIK MAKİNESİ DETERJANI NASIL YAPILIR?
İşte, bu maddeleri kullanarak tahta kaşıklarınızı, bebeğinizin biberonlarını gönül rahatlığıyla yıkayabileceğiniz doğal deterjanları evde üretebilirsiniz. Bulaşıklarınızı daha temiz ve parlak yapacak doğal bir temizleyici için gerekli malzemeler şunlar: Bir bardak boraks (aktarlarda, eczanelerde, kimyasal madde satıcılarında, zirai ürünler satan dükkânlarda kolayca bulabilirsiniz) maddesi... Bir bardak yemek sodası... Aynı bardağın dörtte biri kadar tuz... Dörtte biri kadar limon tuzu, yani citric asit (iri kristalli değil, rondoda toz hâline getirilmişi). Bulaşıklarınızın portakal, limon, mandalina vb. kokması için de bu ürünlerin yağlarından küçük bir miktar.
Yapılışına gelince... Plastik bir kapta önce tuz ve 30 damla yağ iyice karıştırılıyor. Ardından diğer malzemeler de ekleniyor. Kabın içindeki malzemeler iyice harmanlandıktan sonra kapalı bir yerde muhafaza ediliyor. Her yıkama için bu karışımdan 1-1,5 çorba kaşığı kullanılıyor. Bulaşıklarınızın ışıl ışıl olması için de makinenizin parlatıcı bölümünü elma sirkesiyle doldurmanız şart. Kullanılan suyun kireç oranına göre karışıma eklenen yemek sodası ve limon tuzu oranları artırılabilir. Malzemelerin miktarı ne kadar artarsa artsın sağlığa zararlı değil, çünkü tamamen doğal.
Bu karışım bulaşık makinesinde kullanıldığında araç-gereçler hem temizlenecek hem de parlayacak. Üstelik makineden portakal veya limon kokuları gelecek. Yıkama sonrasında bazı cam ürünlerinde hafif su lekeleri kalabilir. Hemen üzülmeyin. Bu görüntüyü ortadan kaldırmak veya daha aza indirmek için kurutma programı biter bitmez makinenin kapağını açarak bulaşıkları havalandırmanız kâfi.
Peki, elde yıkanacak bulaşıklar için neler yapmak lazım? Bunun için de önerimiz şöyle: Bir kalıp doğal sabun rendeleniyor ve üzerini örtecek şekilde içi suyla dolu bir kabın içine konuluyor. Hafif ateşte sabun tozu eritiliyor. İçine yarım tatlı kaşığı boraks ve yarım tatlı kaşığı da çamaşır sodası ekleniyor. Ardından iyice karıştırılıyor. Her yıkamada bu karışımdan bir tatlı kaşığı alıp kullanılıyor. Eğer bu yöntem "Beni çok uğraştıracak" derseniz, bulaşık makinesi için hazırladığınız karışımın aynısını, meyve yağı koymadan yapabilirsiniz. Bundan sıcak suya iki yemek kaşığı ekleyip bir yemek kaşığı da arap sabunu ya da bir çay kaşığı bulaşık deterjanı ilave edebilirsiniz. Bu karışım çok az köpürüyor ama bulaşıkları harika temizliyor ve büyük oranda da su lekesi bırakmıyor.
Mutfaklarda ocak ve fırınları temizlerken kullanılan krem temizleyiciler için de alternatifler var. Mesela temizleyeceğiniz yüzeye biraz karbonat, biraz tuz ve birkaç damla sirke damlatarak hafifçe ovuşturmanız yeterli. Aynı sonucu alacağınızdan emin olabilirsiniz.
Peki, ya yüzey temizleyicileri? Piyasada 'yüzey temizleyici' diye satılan ürünlerin hepsinde insana ve çevreye zararlı kimyasallar bulunuyor. Bunu anlamak için içerik kısmına yazılmış 'anyonik aktif, noniyonik aktif' ifadelerine dikkat etmeniz yeterli. Kimyager Ayşe Kuralay, zararlı kimyasalların ekstra temizleme gücünün olmadığını söylüyor. Ayşe Hanım'ın önerdiği alternatiflere gelince: "Ahşap temizliği için bir yemek kaşığı limon suyu ile iki yemek kaşığı zeytinyağını karıştırın. Karışımın küçük bir miktarını temiz toz bezine dökün ve ahşap yüzeyi dairesel hareketlerle ovun. Karışımı sprey şişesine koyup yüzeye püskürterek de uygulayabilirsiniz."
ODA SPREYLERİNDEN UZAK DURUN!
Genel ev temizliği için de sıcak suyun içine bir yemek kaşığı boraks ile bir yemek kaşığı sıvı arap sabunu koymanız yeterli. Karışım, yerleri dezenfekte edip çok iyi temizliyor. Eğer bu işlemin ardından odanızın hoş kokmasını da isterseniz, o zaman yine doğal bir takviyeye ihtiyacınız olacak. Yarım litre sıcak suyun içine yarım çay kaşığı karbonat, bir çay kaşığı limon suyu ve 3-4 damla bitkisel yağ (yasemin, lavanta, papatya, limon, çay ağacı, çam ağacı yağı olabilir) karıştırıp odaya püskürtebilirsiniz.
Evlerin güzel kokması için asla oda spreyleri tercih edilmemeli. Çünkü oda deodorantları havadaki kötü kokuları yok etmiyor, sadece rahatsız edici kokuları, hoş kokularla örtmeye çalışıyor. Bazıları da burun yollarını yağlı bir tabakayla kaplayıp koku alma duyumuzu engelleyen kimyasallar yayıyor. Oda spreylerinde kullanılan zararlı maddeler arasında ise naftalin, fenol, kresol, etanol, ksilen ve formaldehit gibi maddeler sıralanıyor.
DOĞAL HAYATIN ŞİFRELERİ ONLARDA
Kadınların sık kullandığı çamaşır suyu da çok zararlı... İçinde noniyonik yüzey aktif, klor bazlı ağartıcı (sodyum hipoklorit), sodyum hidroksid ve parfüm bulunuyor. Çamaşır suyu içeren temizlik ürünlerinin kullanımıyla karbon tetraklorür ve kloroform gibi maddeler açığa çıkıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Odabaşı, bunların kanser riskini önemli ölçüde arttırabileceğini söylüyor. Çamaşır suyu içeren ürünlerin, amonyaklı veya asidik (tuz ruhu, kireç çözücü gibi) temizlik maddeleriyle karıştırılması zehirli gazların (klor gazı ve klor aminlerin) açığa çıkmasını sağlıyor, ortamdaki oksijeni durduruyor ve insanları nefes alamaz hâle getiriyor. Bu tür zararlı maddelerin aşırı teneffüs edilmesi hâlinde solunum yolları ve akciğerde tahribata yol açıyor.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Leyla Ertenü ise temizliği yapılan yüzeylerin mutlaka bol su ile durulanması, mekânların uzun süre havalandırılması ve buralarda mümkün olduğunca kısa süre kalınması gerektiğini söylüyor.
Peki, evde bazı yüzeyleri beyazlatmamız, leke çıkartmamız gerektiğinde ne yapmak lazım? Uzmanlar, bunun için amonyaklı değil, oksijenli, yani 'renkliler için kullanılır' ibareli çamaşır sularını tavsiye ediyor.
Çamaşır deterjanlarında insan vücuduna zararlı amonyak ve petrol türevi birçok kimyasal bulunuyor. Bu maddeler suda çözülmüyor. Dolayısıyla fosfat ve formaldehit içeren deterjanlar çok zararlı. Çamaşır deterjanından vazgeçemeyenlerin hiç değilse bu maddeleri ihtiva eden ürünlerden uzak durmaları uzmanlarca tavsiye ediliyor. Ayrıca astım hastaları ile alerjiye hassas bünyesi olanlar ve egzamaya yakalananların piyasadaki deterjanları kullanmaması, bunların yerine sabun tozu ve çamaşır sodasını tercih etmeleri önemli görülüyor.
Aynı şekilde zararlı pek çok kimyasaldan üretilen yumuşatıcılar da terk edilmeli. Kaldı ki çamaşır sodası sudaki kireci çözerek çamaşırların kaskatı kesilmesini önlüyor. Sabunun içindeki gliserin de çamaşırları yumuşatmaya yetiyor. Beyaz çamaşırlar beyazlığını koruyor, renkliler de canlılığını muhafaza ediyor bu yöntemle. Yalnız marketlerdeki her sabun tozunu da satın almamak gerekiyor. Yüzde yüz doğal, soğuk pres yöntemiyle üretilmiş olanlar tercih edilmeli. Sıradan sabunlara köpürmesi ve güzel kokması için zararlı kimyasallar ekleniyor çünkü.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde denetimler ciddiyetle yapılmadığından birçok temizlik ürününde hangi kimyasal maddelerin kullanıldığı tam olarak etiketlere yazılmıyor. İçindekiler kısmının yetersiz olduğunu gören bilinçli tüketiciler de alternatif arayışlara giriyor. İşte onlardan birileri de yüksek kimya mühendisi Kudret Livaoğlu ile Fatma Betül Şahin. Her iki hanım da çocuk sahibi olduktan sonra market raflarını süsleyen onlarca kimyasalın çocuklarına vereceği zararı düşünerek mesleki birikimlerini bu konuyu araştırmada kullanmaya başlamışlar. Yurtdışındaki bilimsel çalışmaları yakından takip etmişler. Arkadaşlarına "Kimyasallardan uzak durun!" mesajı vermişler hep. Ellerindeki notlar fazlasıyla birikince bunları kitap hâline getirmişler.
Mozaik Yayınları'ndan çıkan kitaplarının ismi Zararlı Kimyasallardan Korunma Yöntemleriyle Sağlıklı Hayat. Kitapta gıda katkı maddeleri, içecekler, gıda işleme sırasında oluşan toksik maddeler, pişirme ve saklama kapları, ambalajlar, ağır metaller, tarım ilaçları, genetiği değiştirilmiş gıdalar, fonksiyonel gıdalar, kozmetikler, temizlik ürünleri ve toksin arındırma yöntemleri anlatılıyor. Eser hem adını bile duymadığımız kimyasallar hakkında bilgi veriyor hem de onların zararlarını anlatıyor. Ayrıca kimyasalların doğal alternatiflerini de gösteriyor.
Kimya mühendisi Kudret Livaoğlu, kitap dışında Ar-Ge (Araştırma-Geliştirme) çalışması da yapıyor: "Genelde sorun yaşadığımız ürünleri seçtim. Çocuk altlarını temizlemek için kullanılan ıslak mendiller de hiç sağlıklı değil. İçinde petrol türevi kimyasallar var. Bundan dolayı çok sıkıntı yaşadığımız için önümüzdeki günlerde bunun üzerinde çalışmak istiyorum."
Kimya Mühendisi Fatma Betül Şahin'e göre, her insanın cildinde zamanla ağır metaller birikiyor. Özellikle de civa ve alüminyum. Bu maddeleri detoks banyoları, egzersiz ve sauna ile atmak mümkün. Şahin, vücudumuzu hangi bitkilerle temizleyeceğimizi ise şöyle açıklıyor: "Deve dikeni tohumu güçlü bir antioksidandır, karaciğer koruyucudur, hücre yenileyicidir. Zerdeçal da kanserojen maddelerin atılmasına yardımcıdır. Yeşil çay kanser oluşumunu engeller. Tarım ilaçlarının kalıntılarının atılmasını sağlar. Ayı üzümü de böbreklerin temizlenmesinde etkilidir. Karnıyarık otu çekirdeği ise kalın bağırsağın florasını koruyup toksinlerin karaciğerden uzaklaşmasına yardımcıdır. Tarım ilaçları kalıntılarına karşı da herkes tarafından bilinen keten tohumu etkilidir. Ayrıca B1, B2, C, A ve E vitamini bulunan yiyecekler de sıklıkla tüketilebilir." (Aksiyon)
http://www.gidahareketi.org/Bu-Deterjanlar-Kadini-Kanser-Eder--492-haberi.aspx